Servet-i Fünun dönemi şairlerinden İsmail Safa ile Server Bedia Hanım’ın çocuğu olarak 2 Nisan 1899’da dünyaya gelen usta yazarın ismini, Şair Tevfik Fikret koydu. Birçok kaynağa göre İstanbul Gedikpaşa’da doğan usta kalem, bazı kaynaklara göre ise Osmanlı bürokratı olarak Anadolu’da görev yapan babasının işi nedeniyle Sivas’ta dünyaya geldi. Tarihçi İsmail Hami Danişmend’e göre, baba tarafından soyu Fatih Sultan Mehmet’in hocası Akşemsettin’e uzanan Safa, henüz 1,5 yaşındayken babasını kaybetti.
Okumayı ve yazmayı çok seven Safa, 9 yaşındayken geçirdiği kemik hastalığının yanı sıra yaşadıkları geçim sıkıntısı sebebiyle düzenli eğitim alamadı. Safa, kendisine yöneltilen “Okumayı mı yoksa yazmayı mı tercih ediyorsunuz?” sorusuna, “Vallahi bu, mesleğini çok seven obur bir aşçıya, ‘Yemek pişirmeyi mi daha çok seversin yoksa yemek yemeyi mi?’ sualine benziyor. Herhalde iyi bir yazı okumayı, kötü bir yazı yazmaya tercih ederim.” yanıtıyla okuma-yazma sevdasını dile getirmişti.
Fransızcayı sözlük ezberleyerek öğrenen Safa, tıp, psikoloji ve felsefe kitaplarına ilgi duydu. Ailesinin geçimine destek olmak amacıyla 1915’te Posta Telgraf Nezaretinde çalışmaya başladı. Daha sonra öğretmenlik ve memuriyet gibi çeşitli görevlerde bulundu.
Babası gibi şair olan amcalarının teşvikiyle edebiyata yönelen Safa, “Yirminci Asır” gazetesindeki yazılarıyla tanınmaya başladı. Cingöz Recai eserleriyle büyük bir okuyucu kitlesine ulaşan yazar, Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı ve edebiyat sayfası editörlüğü yaptı.
Peyami Safa, Türk edebiyatına ve tarihine düşünceleri ve eserleriyle ayna tutan unutulmaz bir edebiyatçıdır. 15 Haziran 1961’de vefat eden Safa, eserlerinde genellikle doğu-batı sentezi, ahlaki çözülmeye ilişkin eleştiriler ve gençliğin üzerindeki sosyal baskı konularını işledi. Eserlerinden bazıları sinemaya ve televizyona uyarlanmıştır.
GÜNDEM
12 gün önceGÜNDEM
14 gün önceGÜNDEM
17 gün önceYAŞAM
25 gün önceYAŞAM
25 gün önceYAŞAM
25 gün önceYAŞAM
27 gün önce