Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Başaran yaptığı yazılı açıklamada, diz sorunlarının yaşam tarzı, genetik faktörler ve herhangi bir yaralanmaya bağlı olarak her yaşta başlayabildiğini vurguladı.
Genç ve yaşlı fark etmeksizin herkeste görülebilen, ciddi ağrılara ve fonksiyon kayıplarına neden olan diz sorunlarının altında pek çok neden yattığını kaydeden Başaran, “İleri yaş, kadın cinsiyet, aşırı kilo, yüksek fiziksel aktivite gerektiren işte çalışma, sporcular ve genetik olarak ailesel yatkınlık durumunda diz sorunları yaşanıyor.” ifadesini kullandı.
Bazı yaygın hataların diz hastalıklarının gelişmesine katkıda bulunduğunun altını çizen Başaran, fiziksel aktivitelere başlamadan önce uygun şekilde ısınmamanın diz yaralanması riskini artırabildiğini, yeterince esnememenin kas gerginliğine ve dengesizliklere yol açarak dizlere ekstra baskı uygulayabildiğini belirtti.
Özellikle zıplama veya atlama gibi hareketleri tekrar tekrar yapmanın tendinit veya bursit gibi aşırı kullanım yaralanmalarına yol açabildiğini dile getiren Başaran, zıplarken yanlış iniş tekniği, yanlış düşme tekniği veya spor sırasındaki yanlış duruş ve hareket tekniklerinin dizlerde aşırı strese neden olabileceğini kaydetti.
Başaran, “Dinlenmemek ve altta yatan sorunu araştırmak yerine ağrının üstesinden gelmek, diz sorunlarını şiddetlendirebilir ve daha ciddi durumlara yol açabilir. Vücudun uyum sağlamasına izin vermeden fiziksel aktivitenin yoğunluğunu, süresini veya sıklığını aniden artırmak diz yaralanmalarına neden olabilir.” değerlendirmesini yaptı.
Yaşam kalitesini önemli ölçüde etkilediği durumlarda ameliyat düşünülebilir
Prof. Dr. Başaran, diz ağrısında sağlık uzmanlarına danışmaktan kaçınmak veya bunları geciktirmenin, küçük sorunların daha ciddi durumlara dönüşmesine neden olabileceğini, ayrıca diz protezi ameliyatlarından korkulmaması gerektiğini ifade etti.
Konservatif tedavilerin şiddetli diz ağrısını ve sakatlığını gidermekte başarısız olduğu ve hastanın yaşam kalitesini önemli ölçüde etkilediği durumlarda diz protezi ameliyatının düşünülmesi gerektiğini vurgulayan Başaran, kireçlenmede yürüme, merdiven çıkma, oturma veya sandalyeden kalkma gibi günlük aktiviteleri kısıtlayan kalıcı ağrı, şişlik, sertlik ve gece ağrısı gibi durumlarda, eklem romatizmasında ilaçlar ve diğer tedaviler semptomları yeterince kontrol edemediğinde, kırık veya bağ yırtılması gibi ciddi bir diz yaralanmasını takiben uzun dönemde eklem ağrısı ve işlev bozukluğunda, diz eklemindeki kemik ve kıkırdağın önemli ölçüde hasar gördüğü kanlanma bozukluklarında diz protezi ameliyatlarını önerdiklerini bildirdi.
İlaçlara, fizik tedaviye, kortikosteroid enjeksiyonlarına veya diğer cerrahi olmayan tedavilere yanıt vermeyen kalıcı diz ağrısı ve günlük aktiviteleri yerine getirememe ve dizin ileri derecede eğriliklerinin neden olduğu ağrı ve fonksiyonel bozulma gibi durumlarda da ameliyat yapılabileceğini belirten Başaran, şunları kaydetti:
“Diz ekleminde hareket aralığını sınırlayan ve günlük aktiviteleri gerçekleştirme yeteneğini etkileyen şiddetli sertlik veya hareketsizlik durumlarında, uykuyu engelleyecek kadar şiddetli diz ağrısı, ruh sağlığını etkileyen, depresyona veya anksiyeteye neden olan kronik ağrı gibi durumlarda diz protezi ameliyatını önermekteyiz.”
“6-12 hafta içinde sosyal aktivitelere devam edilebilir”
Diz protezi ameliyatında amacın ilk diz protezinin mümkün olduğu kadar uzun süre dayanması olduğuna dikkati çeken Başaran, revizyon diz protezi olarak bilinen ikinci bir ameliyatın gerekli olabileceği durumların da olduğunu ifade etti.
Bu ameliyatlardaki yeniliklerin ameliyat sonuçlarını önemli ölçüde iyileştirdiğini vurgulayan Başaran, hastaya özel cerrahi araçların, 3D olarak tasarlanmış protezlerin, gelişmiş malzeme kalitesinin, ameliyat sonrası gelişmiş iyileşme protokollerinin hastaların kısa sürede iyileşmelerine imkan sağladığını belirtti.
Başaran, bireysel iyileşme süreleri farklılık gösterse de çoğu hastanın diz protezi ameliyatından sonra 6-12 hafta içinde sosyal aktivitelere devam edebildiğini, 3-6 ay içinde ise tam ve aktif bir sosyal hayata dönebildiğini dile getirdi.
YAŞAM
4 gün önceYAŞAM
4 gün önceYAŞAM
4 gün önceYAŞAM
6 gün önceYAŞAM
8 gün önceGÜNDEM
11 gün önceGÜNDEM
12 gün önce