Büyükelçi Mustafa, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından düzenlenen “Bir Yılın Ardından İsrail’in Gazze Soykırımı ve Bölgesel Etkileri” başlıklı konferansın açılışında konuştu.
Mustafa, Orta Doğu’da, Filistin ve Gazze Şeridi’nde çok feci olayların yaşandığını belirterek, bu olayların incelenmeyi ve üzerine konuşulmayı hak ettiğini söyledi.
İstikrar ve güvenliğin sağlanması gerektiğine işaret eden Mustafa, İsrail’in saldırılarının katliamlara ve savaş suçlarına yol açtığını gördüklerini dile getirdi.
Mustafa, İsrail’in saldırılarıyla başlayan katliam ve suçların durmadığını, tüm Orta Doğu’ya yayılmaya devam ettiğini kaydederek, herkesin harekete geçmesi gerektiğini vurguladı.
Filistin halkının yaşadığı son yılın dramatik olduğunu ifade eden Mustafa, Gazze Şeridi’nin yeniden işgal edilmesinin planlandığını ve tüm dünyayla ilişkisinin kesildiğini anlattı.
“İnsanlık yeni bir sınavla karşı karşıya”
Mustafa, Gazze’de insanların öldürülmekte olduğunu, 2 milyon kişinin yerinden edildiğini belirterek, “Tüm dünya iki devletli çözümü konuşurken tek başına İsrail, bu çözümü yok etmeye, öldürmeye ve katletmeye çalışmaktadır.” diye konuştu.
İsrail’in Gazze’de yaptığını Batı Şeria’da da uyguladığını, yeni yerleşim bölgeleri inşa etmeye devam ettiğini, bunların iki devletli çözümün baltalanması ve yok olmasına yol açacağını dile getiren Mustafa, engellemelere rağmen özgür ve bağımsız Filistin devletini kurmaktan vazgeçmeyeceklerini, birçok ülke ve halklarının Filistin devletine destek verdiğini ve algılarının değiştiğini ifade etti.
İsrail’in Lübnan’a da saldırdığını, İran ile İsrail arasındaki gerilimin arttığını aktaran Mustafa, İsrail durdurulmadığı sürece bunun daha büyük etkileri olacağını ve bu ülkenin bölgede gerilimin sebebi olduğunu söyledi.
Mustafa, ABD’nin İsrail’e verdiği lojistik, siyasi, askeri alandaki büyük ve sürekli desteğinin Tel Aviv yönetimine güç verdiğine işaret ederek, “İnsanlık yeni bir sınavla karşı karşıya. İstikrar ve güvenliğin sağlanması sadece Filistin halkının hakları verildikten, özgür ve bağımsız Filistin devleti kurulduktan sonra gerçekleşebilir.” ifadelerini kullandı.
“Birleşmiş Milletler kazanan ülkeler için kuruldu”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “dünya 5’ten büyüktür” sözüne atıfta bulunan Mustafa, Birleşmiş Milletlerin yapısının adil olmadığını ve kazanan ülkelere hizmet için kurulduğunu vurguladı.
Mustafa, uluslararası yapının değiştirilmesi gerektiğine dikkati çekerek, “Daha adil bir dünyanın inşa edilmesi için birlikte hareket edilmesi gerekiyor. Türk halkının ve kurumlarının Filistin’in yanında yer alması bizi onurlandırıyor. Tüm topraklarımıza sahip çıkacağız ve koruyacağız. Biz, zalimlerin karşısında, mazlumların yanında olacağız.” şeklinde konuştu.
“Yeni bir paradigmayla meseleye yaklaşmamız gerekiyor”
SETA Genel Koordinatörü Doç. Dr. Nebi Miş de son bir yılda dünyanın insanlık tarihinin gördüğü en büyük vahşetlerden birine tanıklık ettiğini dile getirdi.
Uluslararası toplumun caydırıcı yaptırımları uygulamaya koymak ve Gazze’deki soykırımı durdurmak için gerekli iradeyi ortaya koymamasının bu vahim durumu derinleştirdiğinin altını çizen Miş, şöyle devam etti:
“Mevcut küresel düzenin kurumları ve kurumsal yapı artık sürdürülemez durumda. Mazlumun yanında, zalimin karşısında durmak gerekirken mevcut sistemin soykırımcının fiillerini cezalandırmak bir yana neredeyse bu eylemlerden ötürü ödüllendirdiği bir tablo meydana geldi. Tüm bu yaşananlar daha adil bir dünyanın inşası için yeni bir paradigmayla meseleye yaklaşmamız gerektiğini gözler önüne serdi.”
Koordinatör Miş, ABD’nin başını çektiği Batılı kurumsallaşmış demokrasilerin ekseriyetinin hukuki ve ahlaki değer yargılarını hiçe saymak pahasına İsrail’e verdiği desteğin, Orta Doğu’da ya da daha geniş anlamda küresel alandaki siyasal düzenin değişmesini engelleme ve statükoyu muhafaza etme çabasıyla açıklanabileceğini dile getirdi.
Batı merkezci düzenin sarsılmasını istemeyen bu güçlerin Gazzelilerin acılarına kulak tıkayarak (İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu ve kabinesinin saldırgan tutumunu onaylamaktan bir an olsun geri durmadığını vurgulayan Miş, şunları kaydetti:
“Uluslararası sistemde kendisine istisnai bir konum tesis eden soykırımcı yönetim, Batılı devletlerin kesintisiz desteğiyle fiili bir dokunulmazlık elde etti. İsrail, kontrol ettiği topraklarda kendi emellerine hizmet edenler dışında hiç kimseye yaşam hakkı tanımıyor. Soykırımcı yönetim gerilimi tırmandırmak ve bölgesel savaşı tetiklemek için her türlü kışkırtıcı adımı atmayı sürdürüyor. İsrail, Gazze ve Batı Şeria’nın ardından Lübnan’da katliamlarını devam ettiriyor. Her türlü diplomatik girişimi ve müzakere sürecini baltalayan İsrail, katliamlarına devam ederek bir yok ediş stratejisini uygulamaya koyuyor.”
Miş, 7 Ekim 2023 sonrası artık İsrail’in argümanlarının Batı kamuoyunu bile ikna etme noktasında yetersiz kaldığını söyledi.
Konferans kapsamında Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi ve Insight Turkey Editörü Muhittin Ataman’ın moderatörlüğünde, “İsrail’in Gazze Soykırımı ve Uluslararası Hukuk” başlıklı oturum yapıldı. Oturumda, Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cavid Abdullahzade, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yücel Acer ve Milli İstihbarat Akademisi Öğretim Üyesi Fettullah Bayraktar konuşmacı olarak yer aldı.
SETA Güvenlik Araştırmacısı Bilgehan Öztürk’ün moderatörlüğünde “7 Ekim Sonrası Orta Doğu’nun Değişimi” başlıklı ikinci oturumda da Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Muhammed Hüseyin Mercan, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Uluslararası İlişkileri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdulgani Bozkurt ve Kırklareli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinden Dr. Öğretim Üyesi Taha Eğri konuştu.
GÜNDEM
15 gün önceGÜNDEM
17 gün önceGÜNDEM
20 gün önceYAŞAM
28 gün önceYAŞAM
28 gün önceYAŞAM
28 gün önceYAŞAM
20 Kasım 2024