Özhaseki, Eskişehir’de bir otelde düzenlenen “İnşaat ve Sanayi Sektöründeki İş İnsanları ile İftar Programı”nda yaptığı konuşmada, şehirlerin eğitimden ulaşıma, trafikten sağlığa birçok disiplini iç içe barındırdığını söyledi.
Şehirlerin içinde bir taraftan üretim, sanayi, ticaret diğer taraftan da kültür, sanat, estetik ve mimari olduğunu kaydeden Özhaseki, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şehircilikle ilgili kabul görmüş 1-2 prensipten bahsedecek olursak, birincisi şehirler canlı organizmalar. Şehirleri taşla topraktan ibaret, binaların bir araya geldiği yapılar olarak görmek haddinden fazla sakıncalı olur. Canlı organizmalar, yaşıyorlar. Üstlerine titremek icap ediyor. Bakım istiyor, ihtimam istiyor. Aynı insanoğlu gibi o da doğuyor, büyüyor. Eğer iyi beslenirse gelişiyor, değilse vücut biraz hastalıklı hale geliyor. Mutlaka o bakımı, ihtimamı zamanında doğru şekilde yapmak icap ediyor. İkincisi, ülkeler arasında bir rekabet elbette var ama şehirler arasında da müthiş bir rekabet var. Kıt kaynaklardan maksimum pay alabilmek için bütün şehirler adeta kıyasıya bir yarış içerisinde. Eğer siz burada zamanın ruhunu okuyarak devam edebiliyorsanız, şehrinize faydanız oluyor. Değilse o şehir bir müddet sonra yavaş yavaş gerilemeye başlıyor.”
Özhaseki, şehirlerin geleceğinin, o şehirde yaşayan yerel yöneticilerin ufuklarıyla doğru orantılı olduğunu dile getirdi.
Yerelde valiler, belediye başkanları, siyasiler, sivil toplum örgütlerinin aralarında birlik olup, hedefler belirleyip şehri hedefe doğru hep birlikte omuzlayarak götürüyorlarsa işlerin iyi gideceğini, aksi takdirde başarısız olunacağını vurguladı.
“Tüm imkanlarımızı seferber ettik”
Özhaseki, deprem ve kentsel dönüşüm meselesinin siyaset üstü olduğuna işaret ederek, bu işin basit siyasi polemiklerle geçiştirilemeyeceğini anlattı.
Bakanlığının çevreyle ilgili görevlerine değinen Özhaseki, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Avrupa’da birçok ülke çevreyi ayrı bir bakanlık olarak görüyor. İklim değişikliği tarafı var. Onun getirdiği afetlerle zaten hepimiz boğuşup duruyoruz. Bir de şehircilik tarafı var. Üçü de önemli. Ama kendimize iki misyon daha biçtik. Birincisi, 6 Şubat depremlerinden dolayı meydana çıkan hasarları giderebilme meselesi, ikincisi de şehirlerimizi daha dirençli hale getirebilme. Başta İstanbul olmak üzere birçok şehrimizde kentsel dönüşümü hızlandırıp evlerimizi, konutlarımızı daha güvenli hale getirebilme meselesi. Bu konuda doğrusu Bakanlığımızın adı üstünde olan iştigal konularının dışındaki bu söylediğim iki konu, emin olun bizim çok zamanımızı alıyor.”
Bakan Özhaseki, 2012 yılında çıkan kentsel dönüşüm yasasıyla 11 sene içinde 2 milyon 250 bin civarında konutun dönüştürüldüğünü aktararak, şu bilgileri verdi:
“Şu anda 425 bin civarında konutta bu kapsamda değiştiriliyor, yenileniyor. Özellikle kötüye kullanıldığı için söylüyorum. Bu kötüye kullanmalarının da önünü kesebilmek amacıyla biz, 2 ay kadar önce Meclisimize getirerek, yüce Meclisin kararıyla Kentsel Dönüşüm Başkanlığı ve ona uygun yasalar çıkardık. İstanbul’da o kadar çok engellerle karşılaştık ki şimdi Tebligat Kanunu var. 6 Şubat depremlerinin ardından yaraları sarabilmek derdiyle tüm imkanlarımızı seferber ettik. Bir de deprem turistleri vardı, nüfusları milyonlarca. Konuştuğu zaman bütün televizyonlar ağzının içine bakıyor. Arkadaşların hayalleri de ufuklar üstü. Onlar özel jetlerle o bölgeye geldiler. Her geldiklerinde jetlerin içi tamamıyla gazeteciler ve sosyal medya fenomenleriyle dolu. İndiler, 1-2 özel ayarlanmış çadıra gittiler. Selfie’ler çekindiler, bırakıp gittiler. Bunlar da deprem turistiydi, bunu da söylemeliyiz. Onlar da ne yazık ki bu dönemde görmüş olduk.”
Özhaseki, deprem bölgesinde şu anda 1000’den fazla şantiyelerinin olduğunu belirtti.
Depremden etkilenen illerde 4 bin 333 köyde, bazılarında 50, bazılarında 100 deprem konutu yaptıklarını, çelikten evler inşa ettiklerini bildiren Özhaseki, “Şehirlerin merkezine başladık. Merkezlere açılan ana caddelere başladık. 200 binden fazla inşaat şu anda hızla devam ediyor. Allah nasip ederse hak sahiplerinin büyük bir çoğunluğunun neredeyse tamamının haklarını, gelecek sene ortalarına kadar tamamlarız ve bizler bitiririz. Hummalı bir çalışma var. Tam inşaatlarda çalışan bizim ekibimizin sayısı 110 bin kişiden fazla. Allah, Cumhurbaşkanı’mızdan razı olsun. Maliye Bakanı’mız da bu konuda bize asla engel olmuyor ve orada bütün hızımızla biz yapıyoruz bu işleri. 46 bin konutu dağıttık. Bu ayın sonuna kadar da 30 bin konutu daha dağıtacağız.” diye konuştu.
“Yıkıp yapacağız başka çaresi yok bu işin”
Özhaseki, Eskişehir ve İzmir’de belediyeleri 25 senedir yönetenlerin 25 yapıyı dahi dönüştürmediğini dile getirdi.
Bu şehirlerdeki izlenimlerini aktaran Özhaseki, şunları kaydetti:
“Önde gözüken kordon ayrı, 500 metre geriye gidin, ilçelerimizden daha geri briketlerden rastgele yapılmış yığılmış ki en önemli deprem bölgelerinden biri de orası. 6 derece şiddetinde deprem olduğunda o binaların neredeyse çoğu yıkılır. Allah korusun. Hiçbirisi umursamıyor bile. Bunu da anladım. Bir de dava açma huyları var bu arkadaşların. TOKİ geliyor, yer tespit ediyor. Hastane yapılacak dava açılıyor. Okul yapılacak dava açılıyor. Konutlar yapılacak dava açılıyor. Ben anlamıyorum ki bu arkadaşların derdini. Dünyanın her yerinde muhalefet var ama hayırlı bir iş olduğunda engel olmaya çalışan bir muhalefet ilk defa Türkiye’de görüyorum. Milli meselelerde hükümete engel olmaya çalışan muhalefeti emin olun ilk defa Türkiye’de görüyorum. Böyle bir gariplik içindeyiz.”
İnşaat sektörünün önünün açık olduğunu vurgulayan Özhaseki, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu dönem sıkıntılı mı? Evet, sıkıntılı. Krediye ulaşamıyoruz. Bazı sıkıntılarımız var. Eyvallah bunlar ama bu durum geçici. Çok kısa süre içinde bunlar geçer. Belki bizim bazı ekonomistler, inşaat sektörüne yan yan bakarlar. Onu biraz tahfif eder. Onu çok ekonomide ciddi bir ortak gibi görmek istemezler ama istesek de istemesek de şu anda gayrisafi milli hasılanın yüzde 6’sını bu sektör oluşturuyor Türkiye’de. 250 kadar sektörü de etkilediği için onları dahil ettiğinizde dilim yüzde 35’e çıkıyor. Bu sektörde çalışan 1,5 milyon da insanımız var. Bir taraftan kentsel yenileme şehirlerimizi depreme karşı dirençli hale getirebilme fikri var hepimizde ki yıkıp yapacağız başka çaresi yok bu işin. Bir taraftan da refahımız artıyor. Artık konutlarımızı, iş yerlerimizi daha lüks, daha modern, daha geniş hale getiriyoruz. Türkiye’de o yüzden inşaat sektörü çok da hızlı bir vaziyette büyüyerek devam edecektir. Bazı günler, yerinde say hareketi de iyidir. Ayakta kalabilme mücadelesi de verilir. Ama ondan sonra uçacak bir sektörün başındayız. Onu herkes bilsin.”
AK Parti Eskişehir İl Başkanı Gürhan Albayrak ve AK Parti Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Nebi Hatipoğlu’nun da katılımcılara hitap ettiği programa, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Hasan Suver, AK Parti Eskişehir milletvekilleri Fatih Dönmez ve Ayşen Gürcan, TOKİ Başkanı Ömer Bulut ve diğer ilgililer katıldı.
GÜNDEM
13 gün önceGÜNDEM
15 gün önceGÜNDEM
18 gün önceYAŞAM
26 gün önceYAŞAM
26 gün önceYAŞAM
26 gün önceYAŞAM
28 gün önce