DOLAR 35,3800 0.3%
EURO 36,8133 0.16%
ALTIN 2.967,170,31
İstanbul
12°

KAPALI

02:00

İMSAK'A NAMAZ VAKTİ

Aydın Menderes vefatının 13. yılında anılıyor
11 okunma

Aydın Menderes vefatının 13. yılında anılıyor

ABONE OL
23 Aralık 2024 13:25
Aydın Menderes vefatının 13. yılında anılıyor
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Merhum Adnan Menderes’in 2011’de vefat eden oğlu, siyasetçi Aydın Menderes’in Demokrat Parti Genel Başkanlığı yaptığı dönemde 2 yıl özel kalem müdürü olarak görev alan Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Serhan Yücel, Aydın Menderes’in vefatının 13’üncü yılı dolayısıyla AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

Yücel, 1992 yılında çıkartılan kanunla, kapatılan partilerin açılmasına imkan sağlandığını ve Demokrat Parti’nin tekrar açıldığını, o dönemki Anavatan Partisi ve Doğru Yol Partisi’nin siyaseten bir araya gelebilmesi için Aydın Menderes isminin öne çıktığını anımsattı.

Fotoğraf: Hakan Nural/AA

Menderes’in, Demokrat Parti’nin tekrardan açılmasına önce karşı çıktığını ve sıcak bakmadığını aktaran Yücel, buna karşın partiye gelen çok sayıda mektubun “Demokrat Parti Genel Başkanı Aydın Menderes’e” şeklinde gönderildiğini dile getirdi.

Prof. Dr. Yücel, Menderes’in, kurucusu olduğu Büyük Değişim Partisi’nden ayrıldığını ve kongreyi kazanarak Demokrat Parti Genel Başkanı olduğunu hatırlatarak, “Menderes’le Demokrat Parti isimleri, 1960 darbesinden sonra, 34 yıl sonra tekrar bir araya gelmiş oldu.” dedi.

Aydın Menderes’in doğduğu yıl Demokrat Parti’nin kurulduğunu ve 4 yaşındayken babasının Başbakan olduğunu söyleyen Yücel, Menderes’in, siyasetin yoğun konuşulduğu, bürokrasiyle iç içe bir evde büyüdüğünü anlattı.

Yücel, siyasetçilerin çocuklarının da siyasetle ilgilenmesinin gayet normal olduğunu ama Aydın Menderes’in, babasının Adnan Menderes olmaması durumunda da siyasetçi olacağını dile getirerek, “Aydın Menderes’te, belki babasından da çok bir siyasetçi hamuru vardı.” ifadesini kullandı.

Aydın Menderes’in 27 Mayıs 1960 darbesinin ardından, 14 yaşındayken Ankara’ya geldiğini, belirten Yücel, sözlerini şöyle sürdürdü:

“17 Eylül 1961’de, 15 yaşındayken de babası Adnan Menderes idam edildi. 15 yaşında bir çocuğun babasının idam edilmesi, dehşete düşürecek bir olay. 9 gün sonra eve birileri geliyor ve babasının idam edilirken giydiği gömleğini ve idamda kullanılan ipi teslim ediyorlar. Kapıyı açan Aydın Bey. Buna demir olsa dayanmaz. Yine 1961’de, icra yoluyla, idamda kullanılan ipin, gömleğin, son gün yediği yemeğin, idam ve celladın ücreti isteniyor, icraya konuyor. Aydın Bey, babasının idam fotoğraflarının yayımlanmasından çok rahatsızlık duyardı. Bunların üzerinden siyaset yapmayı ve söz söylemeyi doğru bulmazdı.”

“Aydın Menderes büyük bir demokrattı”

Prof. Dr. Yücel, Menderes’in sanılanın aksine ticaretle uğraşmadığını ve aile çiftliğinde çiftçilik yaptığını, tarımda uzmanlaştığını, nüktedan ve çok kitap okuyan bir insan olduğunu aktardı.

Serhan Yücel, şöyle devam etti:

“Aydın Menderes büyük bir demokrattı, demokrasiye sonuna kadar bağlıydı. Babası, askeri bir darbenin sonucunda idam edilmiş fakat Aydın Menderes, bu devletin askerine bir düşmanlık beslemediği gibi onlarla bu ülkenin refaha çıkmasının yollarını her zaman aramış. Kendisinden dinlediğim üzere, Aydın Menderes için 1960 darbesinin ilk yıllardaki yansımasının çok olumsuz olduğunu söyleyebiliriz. Okulda bazı arkadaşlarından, öğretmenlerinden olumsuz tepkilerin geldiği, ‘Oh iyi oldu’ diyenlerin olduğu, ama zaman geçtikçe milletin darbeye bakış açısının hiç de o azınlık gibi olmadığı ortaya çıkacak. Özel kalem müdürlüğünü yaptığım dönemde, Aydın Bey ile gittiğimiz gezilerde Menderes sevgisinin ne boyutta olduğunu gördüm. Aydın Menderes, Yasin suresini ezbere bilir, İnşirah suresini sıklıkla okurdu. İnşirah suresini rahmetli Adnan Menderes’in Yassıada’da okuduğu bilinir. Aydın Bey de babasından kalan belki de en önemli miras olarak bunu görürdü.”

“O dönemin şartlarında ilk akla gelen isim Aydın Menderes”

Aydın Menderes’in “Başbakanlık” için teklif aldığını aktaran Yücel, “Teklif, dönemin önemli siyasi figürleri tarafından yapıldı. Siyasette bir tıkanıklık, Anavatan Partisi ile Doğru Yol Partisi arasında bir uzlaşmazlık vardı. 1987’den itibaren önce Süleyman Demirel sonra Turgut Özal tarafından Aydın Menderes’in Başbakan olması istendi. O dönemin şartlarında ilk akla gelen isim Aydın Menderes ve bunu soyadına bağlı olarak edinmedi. Aydın Menderes, icracı bir bakanlık veya Başbakanlık değil, Türkiye’ye yön çizecek hareketin 1 numaralı akıl babası olacak kişilik özelliklerine, bilgiye, birikime sahipti. Ama özellikle geçirdiği trafik kazasından sonra o misyonu üstlenemedi.” diye konuştu.

Yücel, Aydın Menderes’in, babası Adnan Menderes’le Başbakanlık görevi sebebiyle çok fazla ilişki kurma imkanı bulamadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

“14 yaşına gelene kadar baba olgusu eksik kalmış. Babası, kendisinden ve abilerinden çok bu millete zaman ayırmış birisi. Sonra bir sabah babanızı alıyorlar, göremiyorsunuz. Yassıada’da o ailesiyle birlikte çekilen meşhur fotoğrafta Aydın Bey ile Adnan Bey ayakta. İnsan, babasının idamının sorumluları hakkında bir, iki kötü söz söyler değil mi? Ben Aydın Bey’den öyle bir kötü söz işitmedim. Hele hele bu darbeyi, askerle özdeşleştirme gibi bir yola Aydın Bey asla girmedi. Silahlı Kuvvetler içinde bir cuntanın böyle bir darbe yaptığını, bunun yanlış olduğunu söylüyordu ama bunu olduğu gibi Türk ordusuna yönlendirmek gibi bir yaklaşımı hiçbir zaman olmadı. Aydın Menderes, hayatı boyunca darbelere ve darbecilere karşı olan kimliğini her zaman korumuştur.”

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP