DOLAR 32,3069 -0.01%
EURO 35,1004 0.4%
ALTIN 2.402,63-0,50
İstanbul
28°

AÇIK

20:43

AKŞAM'A NAMAZ VAKTİ

Fzt. Murathan Demirbaş

Fzt. Murathan Demirbaş

10 Haziran 2024 Pazartesi

Çocuğunuzun Günlük Yaşamında Vestibüler Duyu Eksikliği: Anlamı ve Etkileri

Çocuğunuzun Günlük Yaşamında Vestibüler Duyu Eksikliği: Anlamı ve Etkileri
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Merhaba sevgili okuyucular,

Bu yazımız çocuklarda vestibüler duyu eksikliğinin günlük yaşamlarını nasıl etkileyebileceğini ve bu durumu yönetmek için neler yapabileceğinizi anlaşılır ve örneklerle dolu bir şekilde açıklamayı amaçladık.

Vestibüler duyu, vücudumuzun dengesini, hareketlerini ve uzaydaki pozisyonunu algılamamıza yardımcı olan bir sistemdir. Bu sistem, iç kulakta bulunan yarım daire kanalları ve otolit organları tarafından yönetilir. Çocuklarda vestibüler duyu eksikliği, onların günlük yaşamlarında önemli etkilere yol açabilir ve bu durum, aileler ve eğitimciler tarafından genellikle gözden kaçırılabilir. Bu yazıda, vestibüler duyu eksikliğinin çocuğun günlük yaşamını nasıl etkilediğini ve bu durumu nasıl yönetebileceğinizi ele alacağız.

Vestibüler Duyu Eksikliğinin Belirtileri

Vestibüler duyu eksikliği olan çocuklar genellikle denge ve koordinasyon sorunları yaşarlar. Bu çocuklar, sıklıkla düşebilir, bir yerlere çarpabilir veya hareket ederken dengesini kaybedebilirler. Örneğin, merdiven çıkarken zorlanabilir, bisiklete binmekte güçlük çekebilirler. Ayrıca, baş dönmesi veya mide bulantısı gibi belirtiler de gösterebilirler.

Günlük Yaşamda Etkileri

Motor Beceriler: Vestibüler sistem, ince ve kaba motor becerilerin gelişimi için kritiktir. Vestibüler duyusu zayıf olan çocuklar, genellikle koşma, zıplama veya tırmanma gibi aktivitelerde zorlanır. Bu da, fiziksel aktivitelerden kaçınmalarına ve hareketsiz kalmalarına neden olabilir. Örneğin, parkta oynamaktan çekinebilir veya beden eğitimi derslerinden hoşlanmayabilirler.

Akademik Performans: Vestibüler sistem, dikkat ve odaklanma yeteneği ile de ilişkilidir. Vestibüler duyusu eksik olan çocuklar, sınıfta dikkatlerini toplamakta zorlanabilirler. Bu çocuklar, uzun süre oturmaktan rahatsız olabilir veya sürekli kıpırdanma ihtiyacı hissedebilirler. Bu durum, derslere odaklanmalarını zorlaştırabilir ve akademik performanslarını olumsuz etkileyebilir.

Davranışsal ve Sosyal Etkiler: Vestibüler duyu eksikliği, çocukların sosyal etkileşimlerini de etkileyebilir. Denge ve koordinasyon problemleri, oyun oynarken diğer çocuklarla etkileşime girmelerini zorlaştırabilir. Bu çocuklar, genellikle yaşıtlarıyla oyun oynamaktan kaçınır veya sosyal ortamlarda çekingen davranabilirler. Örneğin, oyun parkındaki bir kaydırağı kullanmaktan korkabilir veya grup oyunlarında zorluk yaşayabilirler.

Yönetim ve Destek Stratejileri

Vestibüler duyu eksikliğini yönetmek için çeşitli stratejiler ve terapiler mevcuttur. Ergoterapi, bu konuda önemli bir rol oynar. İşte evde ve okulda uygulanabilecek bazı basit stratejiler:

Hareket Aktiviteleri: Çocuğunuzun günlük rutinine hareket aktiviteleri ekleyin. Salıncak, zıplama, dönme ve denge tahtası gibi aktiviteler, vestibüler sistemi uyarmaya yardımcı olabilir.

Denge Oyunları: Basit denge oyunları ve aktiviteleri, çocuğunuzun denge becerilerini geliştirmesine yardımcı olabilir. Örneğin, denge tahtasında yürümek veya tek ayak üzerinde durma oyunları oynayabilirsiniz.

Duyu Bütünleme Seansları: Alanın da uzman fizyoterapist veya  ergoterapist çocuğunuzun ihtiyaçlarına yönelik özel bir terapi planı oluşturabilir. Bu terapiler, çocuğunuzun vestibüler sistemi daha etkili kullanmasını sağlamak için tasarlanmıştır.

Vestibüler duyu eksikliği, çocuğun günlük yaşamında çeşitli zorluklara yol açabilir. Ancak, doğru müdahaleler ve desteklerle bu zorlukların üstesinden gelinebilir. Ailelerin ve eğitimcilerin, bu durumu erken fark etmeleri ve uygun destek stratejilerini uygulamaları, çocuğun yaşam kalitesini önemli ölçüde artırabilir. Unutmayın, her çocuğun bireysel ihtiyaçları farklıdır ve bu ihtiyaçlara yönelik özel yaklaşımlar geliştirilmelidir.

Bu makale, hem aileler hem de meslektaşlarım için, çocukların vestibüler duyu eksikliği ile başa çıkmalarına yardımcı olacak kapsamlı bir rehber sunmayı amaçlamaktadır. Çocukların gelişimi ve mutluluğu, bizim önceliğimizdir ve bu yolda birlikte çalışarak önemli ilerlemeler kaydedebiliriz.

Yazı dizimizin devamında, vestibüler duyu eksikliği olan çocuklar için evde ve okulda uygulanabilecek daha fazla pratik öneri ve egzersizler sunacağız. Çocuklarınızın daha dengeli ve mutlu bir yaşam sürmelerine yardımcı olmak için bizi takip etmeye devam edin.

Devamını Oku

Küçük Kahramanlar, Büyük Destekler: Multidisipliner Yaklaşımlarla Hayatı Renklendiriyoruz

Küçük Kahramanlar, Büyük Destekler: Multidisipliner Yaklaşımlarla Hayatı Renklendiriyoruz
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Sevgili aileler ve  meslektaşlarım, bugün sizlere, otizm spektrum bozukluğuyla yaşayan çocukların hayatlarına nasıl ışık tuttuğunu gösteren multidisipliner terapi yaklaşımlarından bahsetmek istiyorum.

 Küçük Elif, sekiz yaşında ve otizm spektrum bozukluğu tanısı almış bir çocuk. Her çocuk gibi o da eşsiz. Ancak Elif’in dünyayı algılama şekli, yaşıtlarından farklı. Elif, çevresiyle bağlantı kurabilmek ve günlük hayatın getirdiği zorluklarla başa çıkabilmek için özel desteklere ihtiyaç duyuyor. İşte tam bu noktada multidisipliner terapi yaklaşımları devreye giriyor.

Elif’in haftası, duyu bütünleme terapisi ve konuşma terapistiyle geçen yoğun seanslarla dolu. duyu bütünleme terapisi, Elif’in duyusal bütünleme yeteneklerini geliştirmek için oyunlar ve etkinlikler düzenlerken, konuşma terapisti dil becerilerini artırmak üzerine çalışıyor. Bu ekip çalışması sayesinde Elif, sınıf arkadaşlarıyla daha rahat iletişim kurabiliyor, okulda daha aktif bir rol alıyor ve hatta zaman zaman grup etkinliklerine katılabiliyor.

Ancak bu terapilerin başarısı, sadece profesyonellerin çabasıyla sınırlı değil. Elif’in anne ve babası da sürece aktif olarak katılıyor. Aile, terapistlerle düzenli olarak yapılan toplantılarda, Elif’in evde de desteklenmesi için stratejiler geliştiriyor. Bu toplantılarda, evde uygulanabilecek oyunlar ve günlük rutinlere eklenecek küçük değişiklikler masaya yatırılıyor.

Elif’in motor becerilerini ve koordinasyonunu geliştirmek amacıyla,  hareket ve spor eğitimi seansları programına eklenmiş. Sınıf arkadaşı Ali de otizmli ve benzer bir program uygulanıyor. Ali, haftada iki kez hareket ve spor eğitimi alıyor; bu seanslar onun fiziksel gücünü ve denge yeteneğini artırıyor. Duyu bütünleme terapisi ile paralel yürütülen bu çalışmalar, Ali’nin de okuldaki başarısını ve arkadaşlarıyla etkileşimini güçlendiriyor.

Bu çocuklar için multidisipliner yaklaşım sadece terapi seanslarından ibaret değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi. Her terapi disiplini çocuğun bir yönünü desteklerken, hepsi bir araya geldiğinde çok daha geniş bir etki yaratıyor. Aileler için bu yaklaşım, çocuklarının her yönüyle gelişimini gözlemleyebilmeleri ve destekleyebilmeleri anlamına geliyor.

Sonuç olarak, multidisipliner terapiler, Elif, Ali ve benzeri durumları olan çocukların hayatına büyük katkılar sağlıyor. Bu yaklaşımlar, çocukların dünyayı algılama şekillerini ve sosyal becerilerini geliştirirken, aynı zamanda ailelerin de çocuklarını daha iyi desteklemelerine olanak tanıyor. Eğitimden sosyal yaşama kadar pek çok alanda çocukların entegrasyonunu kolaylaştıran bu yaklaşımlar, her çocuğun potansiyelini maksimum düzeyde kullanabilmesi için gerekli zemini hazırlıyor. Bu özel yaklaşımlar sayesinde, her bir çocuk kendi hikayesinin kahramanı olma şansını yakalıyor.

Her çocuğun potansiyelini keşfetmek ve onları kendi hikayelerinin kahramanı yapmak için bu bütüncül yaklaşımın değeri paha biçilemez. Multidisipliner terapi, Elif, Ali ve benzeri pek çok çocuğun hayatında büyük bir fark yaratıyor; onlara kendi özel yeteneklerini sergileme ve günlük hayatın getirdiği zorluklarla başa çıkma fırsatı sunuyor.

Devamını Oku

Duyu Bütünleme Terapisinin Eğitimsel Rolü

Duyu Bütünleme Terapisinin Eğitimsel Rolü
2

BEĞENDİM

ABONE OL

Merhaba sevgili okuyucular,

Çocukların eğitim süreci sadece akademik bilgi aktarımıyla sınırlı değildir; aynı zamanda onların sosyal ve duygusal gelişimini de içerir. Özellikle okul öncesi ve ilkokul dönemlerinde, çocukların duyusal işlevlerinin tam kapasiteyle çalışması, öğrenme süreçlerinin temelini oluşturur. İşte burada devreye duyu bütünleme terapisi giriyor.

Duyu bütünleme terapisi, çocukların çevresel uyaranları işleme yeteneğini geliştirerek, onların akademik ve sosyal becerilerini destekleyen özel bir yöntemdir. Bu terapi, özellikle duyusal işlemleme zorlukları yaşayan çocuklara yönelik tasarlanmıştır. Terapi, çocukların dokunma, görme, işitme gibi duyularının daha iyi koordinasyonunu sağlayarak öğrenme süreçlerini kolaylaştırır.

Çeşitli araştırmalar, duyu bütünleme terapisinin çocukların okuma, yazma ve matematik becerileri üzerinde olumlu etkiler yarattığını gösteriyor. Terapinin düzenli olarak uygulanması, çocukların dikkat sürelerini ve konsantrasyonlarını artırarak, akademik başarılarını önemli ölçüde iyileştirebilir. Ayrıca, bu terapi sayesinde çocuklar, öğrenme sürecinde karşılaştıkları zorlukları aşma konusunda daha yetenekli hale gelirler.

Okul öncesi ve ilkokul öğretmenleri, duyu bütünleme terapisinin faydalarını gözlemleyerek, bu yöntemi eğitim programlarına dahil etmeye başlamışlardır. Öğretmenler, öğrencilerin bireysel ihtiyaçlarına yönelik özel aktiviteler ve oyunlar düzenleyerek, onların duyusal gelişimini desteklemektedir. Bu aktiviteler, çocukların hem akademik hem de sosyal becerilerini geliştirmelerine yardımcı olurken, aynı zamanda okulda daha mutlu ve motive olmalarını sağlar.

Duyu Bütünleme Terapisinin Eğitimsel Etkileri

1. Öğrenme Sürecinde Kolaylaştırıcı Rol

Duyu bütünleme terapisi, çocukların duyusal işlemleme yeteneklerini geliştirerek öğrenme süreçlerini kolaylaştırabilir. Özellikle, duyusal işlemleme zorlukları yaşayan çocuklarda bu terapi, öğrenme materyallerine odaklanma ve işitsel ile görsel talimatları takip etme yeteneklerini artırabilir.

2. Akademik Başarıya Katkı

Duyusal işlemleme sorunları olan çocuklarda yapılan müdahaleler, genellikle akademik performans üzerinde olumlu etkiler yaratmaktadır. Bu tür müdahaleler, çocukların okul ortamında daha iyi uyum sağlamalarına ve akademik görevleri daha etkin bir şekilde yerine getirmelerine yardımcı olur.

3. Özel Eğitim Gereksinimleri

Özellikle otizm spektrum bozukluğu gibi özel eğitim gereksinimleri olan çocuklarda duyu bütünleme terapisinin, sosyal beceriler ve akademik performans üzerinde önemli iyileştirmeler sağladığı gözlemlenmiştir.

Öne Çıkan Araştırmalar ve Bulgular

  • Sensory Processing Challenges: İşlevsel performans ve eğitim katılımı üzerine yapılan bir çalışmada, duyusal tekniklerin günlük sınıf rutinlerine entegrasyonunun çocukların işlevsel yeteneklerini nasıl geliştirdiğini ortaya koymaktadır .
  • Classroom-Based Interventions: Okul tabanlı duyusal programların öğrenci performansı ve öğretmen deneyimleri üzerindeki etkileri üzerine yapılan bir çalışmada, bu programların öğrenci başarısını artırdığı ve öğretmenlerin öğrencilere yaklaşımını iyileştirdiği gösterilmiştir .
  • Autism and Sensory Integration: Otizmli çocuklarda duyu bütünleme terapisinin, sosyal beceriler, akademik performans ve yaşam kalitesi üzerinde olumlu etkiler sağladığına dair kanıtlar bulunmaktadır. Bu terapiler, çocukların daha iyi sosyalleşmesine ve öğrenme ortamlarına daha iyi uyum sağlamasına olanak tanır .

Sonuç olarak, duyu bütünleme terapisi, çocukların eğitimdeki başarılarını artırmak için kritik bir role sahiptir. Bu terapinin sağladığı bütüncül yaklaşım, çocukların akademik performanslarını doğrudan etkileyerek, onların öğrenme potansiyellerini en üst düzeye çıkarmaktadır. Eğitimciler ve terapistler, bu terapiyi daha geniş çapta uygulayarak, tüm çocukların eğitimde eşit fırsatlara sahip olmalarını sağlama misyonundadır.

Devamını Oku

Mevsim Geçişlerinin Otizmli Çocuklar Üzerindeki Etkileri: Ailelere ve Terapistlere Rehber

Mevsim Geçişlerinin Otizmli Çocuklar Üzerindeki Etkileri: Ailelere ve Terapistlere Rehber
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Sevgili aileler ve meslektaşlarım, mevsimlerin değişimi her birimiz için farklı duygusal ve fiziksel tepkiler uyandırır. Otizm spektrum bozukluğu (OSB) olan çocuklar içinse, bu geçişler daha da zorlayıcı olabilir. Bu makalede, mevsim değişikliklerinin otizmli çocuklar üzerindeki etkilerini anlamak ve bu süreçleri nasıl daha iyi yönetebileceğimizi derinlemesine ele alacağız. Aileler ve terapistler olarak, bu bilgilerle donanmış şekilde çocuklarımızın daha mutlu ve rahat bir yaşam sürmelerine yardımcı olabiliriz.

Duyusal Hassasiyetler ve Mevsim Geçişleri

Seanslarımda  gözlemlediğim üzere, otizmli çocuklar genellikle duyusal işlemleme konusunda farklılıklar gösterir. Mevsim geçişleri, özellikle dokunsal duyarlılıklar ve termal rahatsızlıklar açısından, bu çocuklar için önemli zorluklar ortaya çıkarabilir. Örneğin, kıştan ilkbahara geçişle birlikte daha hafif giysilere geçmek, dokunsal hassasiyeti olan bir çocuk için deride tahrişe neden olabilir. Bu durum, çocuğunuzun sakin ve düzenli bir gün geçirmesini zorlaştırabilir.

Günlük Rutinlerdeki Değişiklikler

Günlük rutinlerin değişmesi, otizmli çocuklar için öngörülebilirliği ve güvenliği bozabilir. Mevsim geçişleriyle birlikte gün ışığının değişen zamanlaması, uyku düzenlerinin değişmesine neden olabilir. Örneğin, yaz saatine geçiş ve daha uzun günler, çocukların akşam rutinlerini etkileyebilir. Bu durumlar, çocuğunuzun duygusal dengesini sarsabilir ve kaygı düzeylerini artırabilir.

Mevsim Geçişlerinin Duygusal Etkileri

Mevsim değişiklikleri, çocukların ruh halini doğrudan etkileyebilir. Kış aylarının kısa günleri ve az ışığı, bazı çocuklarda hüzün veya depresyonu tetikleyebilirken; ilkbahar ve yazın gelen canlılık, bazılarında uykusuzluk ve hiperaktiviteye yol açabilir. Bu durumlar, çocuğunuzun genel sağlık ve mutluluğu üzerinde önemli etkilere sahiptir.

Öneriler ve Stratejiler

Duyusal Dostu Giysiler Kullanmak: Çocuğunuzun giysilerinde rahatlık ve duyusal dostu malzemeler seçmek, onların rahatını artırabilir. Örneğin, dikişsiz ve yumuşak dokulu kıyafetler, dokunsal hassasiyeti olan çocuklar için idealdir.

Rutinleri Yavaşça Değiştirmek: Mevsim geçişlerine adapte olurken, çocuğunuzun rutinlerindeki değişiklikleri yavaş ve önceden planlanmış bir şekilde gerçekleştirin. Bu, yeni düzenlere uyumlarını kolaylaştırır.

Duyusal Aktiviteler Planlamak: Özellikle değişen mevsimlerde, duyusal hassasiyeti olan çocuklar için düzenli olarak duyusal oyunlar ve aktiviteler planlayın. Bu, onların duyusal yüklerini yönetmelerine ve streslerini azaltmalarına yardımcı olur.

Açık Hava Etkinlikleri: Güzel havaları fırsat bilerek dış mekan aktivitelerini artırın. Doğa yürüyüşleri, park ziyaretleri gibi etkinlikler, çocukların hem fiziksel hem de duyusal gelişimine katkı sağlar.

Sonuç

Sevgili aileler ve meslektaşlar, mevsim geçişleri, özellikle otizm spektrum bozukluğu olan çocuklar için zorlu olabilir. Ancak, doğru stratejilerle ve bilinçli bir yaklaşımla, bu geçişleri çocuklarınız için fırsatlara dönüştürebiliriz. Her çocuk benzersizdir ve ona uygun desteği sağlamak, onların mutlu ve sağlıklı büyümelerine olanak tanır.

Devamını Oku

Otizm ve Ekran Hasarı: Çağımızın Zorluğu

Otizm ve Ekran Hasarı: Çağımızın Zorluğu
3

BEĞENDİM

ABONE OL

Günümüzde ekranlar, çocukluk döneminin ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Otizm spektrum bozukluğu (OSB) olan çocuklar için ise bu durum daha da karmaşık bir hal alabilmektedir. Aileler için hazırlanan bu makalede, ekran kullanımının otizmli çocuklar üzerindeki etkileri ve ailelerin nasıl daha bilinçli hareket edebilecekleri ele alınmaktadır.

Ekran Hasarının Çocuklar Üzerindeki Etkisi

Ekran kullanımı, özellikle otizm spektrum bozukluğu (OSB) olan çocuklarda, dil gelişimi, sosyal etkileşim ve davranışsal problemler gibi birçok alanda etkilere sahip olabilir. Çalışmalar, OSB’li çocukların ekranlara daha erken yaşlarda ve daha uzun süre maruz kaldığını göstermektedir. Örneğin, bir çalışma OSB’li çocukların, Amerikan Pediatri Akademisi’nin önerilerinin aksine, ortalama olarak günde 4.8 ila 6.4 saat arasında ekran başında vakit geçirdiklerini ortaya koymuştur                               .

Ekranın Otizm Üzerindeki Etkileri

Otizmli çocuklarda, ekran kullanımı ve otizm semptomlarının şiddeti arasında negatif bir ilişki bulunmaktadır. Uzun süreli ekran maruziyeti, çocukların sosyal ve duygusal gelişimini olumsuz etkileyebilir. Erken çocukluk döneminde uzun süre ekran karşısında vakit geçirmenin, OSB semptomlarının şiddetini artırabileceği belirtilmiştir. Bu durum, ekran kullanımının çocukların sosyal etkileşim ve iletişim becerileri üzerinde olumsuz etkilere yol açabileceğini göstermektedir

Aile İçi Etkileşim ve Ekran Zamanı

Bir çalışma**, ailelerin ekran kullanım süresinin, çocuk ile ebeveyn arasındaki karşılıklı etkileşim süresi ile negatif bir korelasyon gösterdiğini belirtmektedir. Özellikle, otizm spektrum bozukluğu olan çocukların ailelerinde, toplam ekran süresinin daha uzun olduğu ve bu durumun, çocuk ve ebeveyn arasındaki etkileşimi olumsuz etkilediği bulgusu dikkat çekicidir. Bu durum, çocukların sosyal ve duygusal gelişimleri için kritik öneme sahip olan ebeveyn-çocuk etkileşimini sınırlayabilir.

Aileler İçin Öneriler

Bilinçli Ekran Kullanımı: Ailelerin, çocuklarının ekran karşısında geçirdikleri zamanı sınırlamaları ve içeriği denetlemeleri önemlidir. Günde bir saatten az olmak üzere kaliteli ve eğitici içerikler seçilmelidir.

Etkileşim ve İletişim Zamanı: Çocuklarla geçirilen kaliteli zaman, ekran kullanımını azaltmada ve çocuğun sosyal ve duygusal gelişiminde önemli bir rol oynamaktadır. Aileler, çocuklarıyla birlikte oyun oynayarak, kitap okuyarak ve doğrudan etkileşimde bulunarak bu süreyi artırmalıdır.

Profesyonel Yardım: OSB’li çocukların aileleri, çocuklarının ekran kullanımı ve davranışları hakkında endişeleri varsa, uzmanlarla (Alanın da uzman Ergoterapistler, pedagoglar,Özel Eğitim öğretmenleri) iletişime geçmelidir.

.

Kısaca Sayın Aileler, Otizmli çocuklar için ekran kullanımı, dikkatle yönetilmesi gereken bir alandır. Aileler, ekranların hem olumlu hem de olumsuz yönlerini göz önünde bulundurarak bilinçli bir yaklaşım sergilemelidir. Çocukların sağlıklı gelişimi için ekran zamanını sınırlamak ve kaliteli etkileşim zamanlarını artırmak önemlidir.

**Kevser, Nalbant., Semih, Erden. (2022). Investigation of Screen Time and Symptom Severity in Children with Autistic Spectrum Disorder. doi: 10.26650/jchild.2022.946883

Devamını Oku