Michigan Üniversitesi Siyaset Bilimleri kürsüsünden emekli Prof. Dr. Ronald Stockton, Michigan ve ABD genelindeki başkanlık seçimlerine dair AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Michigan’daki Müslüman ve Arap toplumu üzerine saha araştırmaları bulunan Stockton, bu kararsız eyaletteki Arap Amerikan nüfusun çoğunun geleneksel olarak güçlü bir şekilde Demokratları desteklediğini belirtti.

Stockton, ancak 7 Ekim sonrasında ABD Başkanı Joe Biden’ın İsrail’i desteklemesinin Müslümanları şok ettiğini söyledi. Stockton, “İsrail bir müttefiktir, herhangi bir başkan İsrail’i desteklerdi, fakat Biden’ın sözleri Filistinlilere karşı o kadar güçlü ve düşmancaydı ki insanlar şok oldu.” dedi.

“Demokrat olan çok sayıda insan Demokrat Parti karşıtı oldu”

Biden’ın bu tavrı nedeniyle Michigan’daki Müslüman toplumun kendilerini “ihanete uğramış gibi” hissettiğini aktaran Stockton, “Birçok insan, ‘bizim oylarımızı istiyorlar, sesimizi ve ne söylemek istediğimizi duymak istemiyorlar. Onlara sadece oy vermemizi ve itaatkar olmamızı istiyorlar ve biz öyle olmayacağız’ dedi ve geleneksel olarak Demokrat olan çok sayıda insan Demokrat Parti karşıtı oldu.” değerlendirmesini yaptı.

Stockton, Gazze konusunda sadece Demokratların değil Cumhuriyetçilerin içinde de güçlü “siyonist elementlerin” bulunmasından dolayı Müslüman toplumun, üçüncü parti adayı Jill Stein’e yöneldiğini belirterek, “Stein, o boşluğa doldurdu, İsrail’e askeri sevkiyatları kesmek, İsrail’den vazgeçmek gibi insanların duymak istediği çok güçlü konuşmalar yapmaya başladı.” ifadelerini kullandı.

Farklı ülke ve etnik kökenden gelen Michigan’daki Müslüman toplumunun tek bir yapı içinde olmadığına da dikkati çeken Stockton, bu nüfus içinde muhafazakar değerler kaygısıyla geleneksel olarak Cumhuriyetçileri destekleyen gruplar olduğunu anlattı.

“Hayatımda daha önce buna benzer bir seçim görmedim”

Stockton, Michigan’daki seçim kampanyalarında, zaman zaman gruplar arasında birbirini ihanetle suçlamaya varan sert çekişmelere de şahit olduğunu belirterek, seçim bittikten sonra toplumun normale dönmesinin zor olacağı endişesi taşıdığını dile getirdi.

Stockton, ABD genelindeki seçim atmosferine ilişkin, “Tarihi bir durum. Hayatımda daha önce buna benzer bir seçim görmedim.” değerlendirmesini yaptı. Stockton, Donald Trump ile Kamala Harris’in tamamen zıt uçlarda bulunduğunu ve bunun “çok gergin ve kutuplaşmış” ülkede seçim sonrası için endişe verici olduğunu kaydetti.

Stockton, Cumhuriyetçi aday Trump’ın kazanamaması halinde seçim sonuçlarına yönelik şaibe söylemlerini şimdiden dillendirmeye başlamasına dikkati çekerek, “Kazanamazsa meydan okumaya hazırlanıyor. Bu çok rahatsız edici ve çok tehlikeli.” dedi.

Trump’ın kazanamaması durumunda ABD’de “sosyal çalkantı” olabileceğini düşündüğünü belirten Stockton, “Kazanması halinde de yurt dışındaki herkesin çok gergin olması gerektiğini söyleyebilirim. Trump seçilirse NATO, Ukrayna ve Filistin risk altında olacak. Kim bilir, daha başka hangi yerler, ama çok tehlikeli olacak.” uyarısında bulundu.

“Ülkede savaş karşıtı duygu çok güçlü”

Stockton, Michigan’da şubatta yapılan ön seçimlerde Demokrat Parti yönetimini protesto için çıkan 100 binden fazla “kararsız” oy oranını hatırlatarak, “Mesele şu ki ülkede savaş karşıtı duygu çok güçlü. Bu savaşı sevmeyen çok sayıda insan var. Amerika’nın (İsrail Başbakanı Binyamin)Netanyahu’ya verdiği güçlü desteği sevmiyorlar. Netanyahu’yu sevmiyorlar. Büyük sayılarda katledilen Gazze halkına sempati duyuyorlar.” diye konuştu.

Bu duygunun diğer eyaletlerde de olduğuna vurgu yapan Stockton, sözlerini şöyle tamamladı:

“Yani Demokratlar ciddi bir sorunları olduğunu fark etmeliydiler. Bu insanları kazanmak için politikalarını nasıl ayarlayacaklarını bilmeliydi. Kamala Harris’e bu insanlarla konuşmanın bir yolunu bulamadığı için çok sinirliyim. Sürekli, ‘Filistinlilerin insani koşullarını iyileştirmek için çalışıyorum’ diyor. İnsanların istedikleri bu değil. Ayrıca, eğer çalışıyorsa bile işe yaramıyor, (Gazzeliler) katledilmeye devam ediyor.”