DOLAR 34,4670 -0.06%
EURO 36,4011 -0.49%
ALTIN 2.908,91-0,37
İstanbul
15°

PARÇALI BULUTLU

15:26

İKİNDİ'YE NAMAZ VAKTİ

Batı Trakya Türkleri, Yunanistan’da Osmanlı izlerini yaşatmaya çalışıyor
  • ADIM HABER
  • Dünya
  • Batı Trakya Türkleri, Yunanistan’da Osmanlı izlerini yaşatmaya çalışıyor
19 okunma

Batı Trakya Türkleri, Yunanistan’da Osmanlı izlerini yaşatmaya çalışıyor

ABONE OL
8 Ekim 2024 12:25
Batı Trakya Türkleri, Yunanistan’da Osmanlı izlerini yaşatmaya çalışıyor
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İskeçe Seçilmiş Müftüsü Mustafa Trampa,
Yunanistan’daki Osmanlı eserlerinin korunmasının önemine ve bu eserlerin
zaman içinde nasıl kullanıldığına dair AA muhabirine değerlendirmelerde
bulundu.

Trampa, Osmanlı döneminde inşa edilen
yapılara ilişkin “Osmanlı, şehirlerin ruhuna hitap eden eserler inşa
etmişti. Cami, medrese, çeşme, kervansaray gibi yapılar yalnızca birer
bina değildi. Aynı zamanda o şehrin sosyal ve manevi yapısını
güçlendiren simgelerdi.” dedi.

Bu eserlerin
Osmanlı’nın şehirleşme felsefesiyle şehrin silüetini oluşturduğunu
belirten Trampa, bu yapıların Osmanlı sonrası dönemde amacına uygun
kullanılmadığını ve Yunan hükümetinin zamanla bunları yıktığını veya
farklı amaçlarla kullandığını ifade etti.

Trampa,
“Yunanistan’da bazı Osmanlı camileri bar, kafe, müze ya da sergi
salonuna çevrildi, hatta bazıları kiliseye dönüştürüldü. Bu durum,
Osmanlı izlerini silme çabası olarak yorumlanabilir.” diye konuştu.

Trampa,
Yunan yönetiminin bu tür değişiklikleri yaparak Osmanlı dönemini ve
Türk izlerini unutturmayı hedeflediğini dile getirdi.

Osmanlı’nın fethettiği topraklarda önceki dönemlerden kalan eserlere zarar vermediğini hatırlatan Trampa, şöyle devam etti:

“Osmanlı,
fethettiği yerlerde kendisinden önceki medeniyetlerin mirasına saygı
gösterdi. Bizans’tan kalma kiliseleri restore edip Hristiyanların
kullanımına sundu, aynısını Yahudi havraları için de yaptı. Oysa bugün
Yunanistan’da Osmanlı’dan kalan camiler ve diğer eserler ya yok ediliyor
ya da amacı dışında kullanılıyor.”

Trampa,
Yunanistan’daki Osmanlı eserlerinin korunması ve kullanımına ilişkin
uygulamaların, yalnızca geçmişte değil bugün de karşılıklı ilişkilere
zarar verdiğini vurguladı.

Türkiye’de Hristiyan
eserlerinin korunup restore edildiğine dikkati çeken Trampa, İzmir’in
Çeşme ilçesinde bulunan eski bir kilisenin onarıldığını ve Fener Rum
Patriği Bartholomeos’un burada ayin düzenlediğini anımsattı.

“Biz
de aynı şeyi istiyoruz. Sakız Adası’ndaki camiler neden ibadete
açılmıyor?” ifadesini kullanan Trampa, bu konunun mütekabiliyet ilkesine
uygun bir şekilde ele alınması gerektiğini ve Yunanistan’ın Osmanlı
eserlerine daha fazla saygı göstermesi gerektiğini kaydetti.

Özellikle Batı Trakya’daki Osmanlı eserlerinin de benzer bir kaderi paylaştığına işaret eden Trampa, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu
durum bölgede huzursuzluk yaratıyor. Batı Trakya Camiler ve Din
Görevleri Derneği olarak, zaman zaman Osmanlı döneminden kalma camilerde
ibadet etmek, mevlit programları düzenlemek gibi taleplerimiz oldu
ancak bugüne kadar olumlu bir sonuç alamadık.”

Trampa,
Yunan hükümetince Osmanlı eserlerinin “Türk eseri” olarak değil de
“Müslüman eseri” olarak adlandırılmasının bilinçli bir çaba olduğunu, bu
şekilde Osmanlı’nın ve Türklerin bölgedeki izlerinin silinmeye
çalışıldığını söyledi.

Yenilenen saat kulesinde Osmanlı dokusundan eser kalmadı

Osmanlı
eserlerini yaşatmaya çalışan Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler
Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Şükriye Mehmet de 4 yıl önce “Gümülcine ve
Civarındaki Osmanlı Türk Eserleri” adlı bir kitap hazırladığını anlattı.

Bu
kitapla hem gençlere hem de bölgeyi tanımak isteyen turistlere Osmanlı
mirasını tanıtmayı hedeflediklerini vurgulayan Mehmet, şunları kaydetti:

“Kitabımızda,
Gümülcine’nin sembolü haline gelmiş Gümülcine Saat Kulesi de yer
alıyor. Saat Kulesi, 21 Ekim 1884’te Sultan 2. Abdülhamid döneminde inşa
edilmeye başlanmış ve 1885 yılında tamamlanmıştır. Yeni caminin yanında
bulunan bu eser, Gümülcine’nin merkezinde yer alıyor. Aynı zamanda,
Rusçuklu Vezir Hasan Paşa’nın eşi Fatma Hanım’ın türbesi de Saat
Kulesi’nin hemen yanında bulunuyor. Saat Kulesi şehrin sembolü haline
gelmiştir.

Yalnızca Gümülcine’de değil, İskeçe’de
de bir saat kulesi bulunuyor. Bu saat kulesi de kentin merkezinde. 1859
yılında İskeçeli Hacı Emin Ağa tarafından yaptırılan saat kulesi, 1938
yılında yenilendi ancak orijinal Osmanlı dokusundan eser kalmadı.
1972’de Albaylar Cuntası döneminde İskeçe Saat Kulesi’nin yıkılmasına
karar verildi. Ancak Batı Trakya Türklerinin direnişi sayesinde kule
ayakta kalmayı başardı.”

Batı Trakya’daki Osmanlı
anıtları ve yapılarının korunmasının önemini vurgulayan Mehmet, bunları
genç nesillere tanıtmanın büyük bir görev olduğuna işaret etti.

Mehmet,
“Bu eserler, sadece kültürel miras değil, aynı zamanda dünya mirasıdır
ve sahip çıkılması gerekir.” değerlendirmesinde bulundu.

Daha
önce dernek tarafından lise öğrencilerine yönelik düzenlenen tarih
söyleşilerinde de Osmanlı Türk eserlerinin tanıtıldığını belirten
Mehmet, bölgeye olan aidiyetin bu yapılarla kuvvetlendirileceğinin
altını çizdi.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP